ANDIK, ANI-RI-YORUZ, ANACAĞIZ…

MESUT TİM

Yalnız İzmir’de değil, Türkiye’nin pek çok ilinde kendini aydın olarak addeden kişiler nedense hiçbir şekilde toplumu aydınlatma adına somut çalışmalar yapmazlar.
Yıllardır İzmir’deyim (1960’tan beri).
Kendimi bildim bileli de edebiyat, kültür – sanat etkinliklerini izlerim.
Kimi zaman içerde, kimi zaman dışarda.
Hemen hemen her yıl aynı türde ve aynı kişiler için yapılan anmalar.
Çok güzel anıyoruz…
Hep andık, anıyoruz, anacağız…
Bu arada güzel sözümüzü anımsatalım hemen…
ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇİYOR…
Ne kadar anlamlı bir söz değil mi?
Bir şey ifade ediyor mu acaba, hiç düşündük mü?
Kimileri, yani kendini edebiyatçı – sanatçı – aydın – devrimci diye nitelendiren kişiler sürekli olarak bir ANMA telaşı içindeler.
Her sene rutin faaliyetler.
Ne adına…
Unutmamak, unutturmamak adına.
Ne kadar güzel!..
Peki sonra?
Ne yapıyorsunuz?
o kişilerin ilke ve görüşlerini bir adım ileri götürmek çabasında bir çalışmanız var mı?
Edebiyatı, sanatı halka ulaştırma konusunda bir çalışmanız var mı?
Edebiyata, sanata hasret kalmış insanların ayağına edebiyatı – sanatı götürme gibi bir çalışmanız var mı?
Biz aydınlar olarak…
ANDIK…
ANIYORUZ…
ANACAĞIZ…
Biz de pür dikkat sizin bu güzel ANMALARINIZI dinliyoruz, seyrediyoruz efem, merak eylemeyin siz emi…
Bu arada dünya değişiyor sürekli olarak…
Hem de sizin takip edemediğiniz bir hızla…
Ve bu süreçte sizin düşünceleriniz kısır kalıyor, yaptığımız anmalar da kısır döngü olarak iz bile bırakmıyor.
Ha bu arada tekrar hatırlatayım…
ATI ALAN ÜSKÜDAR’I GEÇTİ…
Yalnız İzmir’de değil, Türkiye’nin pek çok ilinde kendini aydın olarak addeden kişiler nedense hiçbir şekilde toplumu aydınlatma adına somut çalışmalar yapmazlar.
Geçmiş yıllarda bir iki örneği olduğu halde.
Giden değerli isimleri anarak günü geçiştirirler.
Neden kimse buna yeltenmez, cesaret etmez?
Hep merak etmişimdir…
Acaba, Türkiye’de hep ilkleri başlatmış biz İzmirliler bir adım atsak, çıtayı bir tık yukarı kaldırsak da halka ulaşacak somut çalışmalar yapsak…
Yaptığımız bu çalışmaları yalnız İzmir’de değil ulaşabildiğimiz tüm yerlere ulaştırsak…
Nasıl olur acaba?
Ha bu arada tekrar bir hatırlatma yapayım…
ÜSKÜDAR’DAN BUYANA BİR ORDU GİRDİ…
Neyse…
Biz konumuza dönelim…
Ve sizi boş düşüncelerle fazla meşgul etmeden, yormadan bir soru sorayım…
Belki yanıt alabilirim…
SİZ KENDİNE AYDIN – DEVRİMCİ DİYENLER…
İNSANLARA DOKUNMAK İÇİN BİR ŞEYLER YAPMANIN ZAMANI GELMEDİ Mİ HALA?
Paylaşacak sevginiz, bilginiz, çokça da kitabınız olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.