GÖZLER, RUHUN PENCERELERİDİR…

Özellikle bir insanın uzun süre gözlerine bakıp, o kişiyi sevmeye başlamamak çok zordur. Bu yüzden insanlar çabucak gözlerini birbirlerinden kaçırırlar. Uzun süre birbirlerinin gözlerine bakmaktan korkarlar.

Anı yaşamanın bir yolu aynada gözlerinin içine bakmaktır. Çok basit ve bir o kadar güçlü bir yol
İş, gözlere derinden bakarken rahatsız olup başını çevirmemekte. Eğer bir dakika süresince kendi gözlerine bakmayı sürdürürsen, kendine öylesine şefkat ve sevgi duymaya başlayacaksınız ki, neredeyse bu duyguyla ne yapacağını bilemez hale geleceksin. Kendini sevmeye alışkın değilsen — ne yazık ki çoğu insan alışık değil — bu duyguyu kabullenmekte zorlanabilirsiniz.
Kendi gözlerinize daha derin bakmaya devam edin. El aynası kullanarak bunu oturarak da yapabilirsiniz. Gözlerine mümkün olduğu kadar uzun süre derinden baktıktan hemen sonra, çabucak gözlerini kapa ve duyguyla ol. Sıkça kendini Öz’le birleşmiş olarak hissedeceksiniz. Bu duygu bir an da sürebilir, gün boyu da.
Eğer bir hayat partnerin ya da yakın arkadaşın varsa, aynı egzersizi birbirinizin gözlerine bakarak da yapabilirsiniz. Bu derin bakışmadan rahatsızlık duysanız bile gözlerinizi kaçırmayın. Rahatsızlık duygusu bir süre sonra geçecektir.
Hem “Kendi”nizle hem de karşınızdaki kişiyle bir olma duygusunun yumuşaklığı ve iç ışığı içinde eridiğinizi hissedeceksiniz.
Kendinizin ya da bir başkasının gözlerine derinden baktığınız da gördüğünüz şey ruh olacaktır. Gözler ruhun pencereleridir.
Kendi gözlerine ya da başkasının gözlerine baktığınızda Tanrı’yı görmeyi isterseniz Tanrı’yı görürsünüz. İstemezseniz görmezsiniz. Ama her iki halde de tam alarak ANda olursunuz.
Ve ANda şimdi ve burada olduğunda, zihin orada burada dolaşmayacağı için, yaşadığınız hayatın sunduğu çok daha yüksek deneyimleri, kendinize yaşatma iznini de vermiş olursunuz.
Hiçbir canlının gözlerine, anda olmadan bakamazsınız. Buna kediniz, köpeğiniz hatta vahşi bir hayvan da dahildir. Bir ayının, bir aslanın, bir kaplanın gözlerine kitlenin. Anda yaşayıp yaşamadığınızı anlarsınız.
Bir başka canlıyla böylesine anda olarak bağlantı kurduğunuzda, onu sevmeye de başlarsınız. İnsanlar evcil hayvanlarını derinden sever ve bu duygu çok gerçektir.
Özellikle bir insanın uzun süre gözlerine bakıp, o kişiyi sevmeye başlamamak çok zordur. Bu yüzden insanlar çabucak gözlerini birbirlerinden kaçırırlar. Uzun süre birbirlerinin gözlerine bakmaktan korkarlar. Hissedecekleri sevgi onlara ağır gelir. Çünkü bu sevgiyle ne yapacaklarını bilemezler. Oysa kendini sevgiye bıraktığında ve ruhunun gitmek istediği yere gitmesi için yol göstermesine izin verdiğinde hiç zorluk yaşamazsınız. Mücadele sona erer ve birliğin ne olduğunu bilirsiniz.
İşte birleşme anında olan budur. Öz’ün içinde eridiğinde olan budur. Güne iyi başlamak için de, sona erdirmek için de çok iyileştirici bir yol.
Gözlerine bak… (Tanrı İle Sohbet 4 Sayfa 231 – 232 – 233)
Sevgimle…

Paylaşacak sevginiz, bilginiz çokça da kitabınız olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.