ADANMIŞ HAYATLAR…

MESUT TİM

Yaşamın her durumunu sözcüklerle anlatır insanoğlu… Kimi bunları önemser, kimi… Dün bedenim ölü haldeyken usuma takıldı adamak sözcüğü… Biraz deşmek istedim… Ama yalan ama doğru…

İnsanoğlu, bir beklentisi gerçekleştiği, mutlu bir haber aldığı zaman kan akıtmak ister, adak adar… Genelde güzel haberler üzerinedir bu adak adama… Ne gariptir ki güzel haberi kan dökerek kutluyoruz… Başka ne söylenebilir ki…
Benim sözünü etmek istediğim 2 yönlü adamak olacak…
Bunlardan biri; Birine hayatını adamak… Bu kişi hasta birine bakan bir eş olabilir ya da kendini sevdiğine adamak…
İlkinde vefa olgusu ön planda olduğu aşikar… Genelde uzun bir evlilik yaşayan insanlar arasında olan bir durumdur…
Lakin ikincisinde yani kendini sevdiğine adamak…
Karşılıksız olmadığı malum…
Kendini sevdiğine adama karşılığında, onun da sizi sevmesini bekliyorsunuz…
Yani bir çeşit ticaret…
Bak ben hayatımı sana adadım, adıyorum… Sen de artık beni sev ya… gibisinden…
Bu tür adama, benim asıl sözetmek istediğim konudaki adamak sözcüğünün anlamını ucuzlatıyor, hafifletiyor…

Bir şeye kendini adamak…
Hiçbir beklenti olmaksızın…
Hiçbir karşılık beklemeksizin…
Kendini dahi yok sayarak adamak…
Böyle bir şey olabilir mi yaşadığımız şu dünyada…
Neden olmasın diyorum…
Kendini birine adamak da bireyler söz konusu iken, kendini bir şeye, bir şeylere adamak da toplumsallık öne çıkıyor…
Bu tür bir adanmışlıkta, kişi kendini tamamen yok sayıp, her şeyiyle kendini amacın sonuçlanmasını feda ediyor adeta…
Bu adanmışlığın gerçekleşmesinde, kişinin değişen tek olgusu mutlu, huzurlu olmasıdır…
Başkalarının mutluluğu, onun mutluluğu olur sürekli…
Bu mutluluk günbegün çoğaldıkça çoğalır…
Hani derler ya, ‘Vermenin özü almaktır’ diye…
İşte öyle bir şey…
Diyeceksiniz ki; Eeee, işte kendini bir şeye adayanın da beklentisi var. Daha çok mutlu olmak…
Belki haklısınız…
Ama benim düşlediğim kendini bir şeye, şeylere adamak da kişinin kesinlikle bir beklentisi yok… Mutluluk, huzur, dinginlik vs… Bu gerçekleşen olgular zaten istemese de gerçekleşiyor…
Böyle bir şey yaşadığımız bu dünyada, bugünlerde olanaksız diye düşündüğünüzü biliyorum…
Lakin hiçbir şey olanaksız değildir…
Siz istedikten sonra, bu dünyada, bu yaşamda her şey mümkündür…
Bunu gerçekleştirecek olan sizsiniz…
Kendinizi tanıyor ve güveniyorsanız…
Neden olanaksız olsun ki…
Bakın bir çevrenize…
Böyle insanların ne kadar çok olduğunu göreceksiniz…
Bu kişi neden siz olmayasınız?
Paylaşacak sevginiz, bilginiz çokça da kitabınız olsun…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.