MESUT TİM
Kızabilirsiniz, kızacaksınız, biliyorum… Ama bunlar gerçek… Kabul etseniz de etmeseniz de… Yapacak bir şeyiniz yok…
16 yıldır satılanları bir gözünüzün önüne getirin…
Ve şimdiye kadar onlar için verilen tepkilere, yapılan eylemlere, toplanan imzalara…
Bir şey değişti mi? Hayır… Hiçbir şey değişmedi, değişmeyecek… Çünkü değişimi onlar yapıyor… Bizler seyrediyoruz… Bağırıyoruz, yürüyüşler yapıyoruz, imzalar topluyoruz…
Ama altınızda bilinçsiz, bilgisiz bir halk olduğu için sizi anlamıyorlar, bu yüzden de kendinizle (kendimizle) kalıyoruz…
Aydın geçinen kesimin yıllardır yaptığı en büyük yanlış…
HALKA İNEMEMEK…
Türkiye’yi sadece yaşadığı çevre olarak düşünüp, orada yaşamak ve değişimi orada yapmaya çalışmak…
Oysa değişim bu ülkenin en çok eğitime, kültüre, sanata, sanatçıya gereksinimi olan insanlardan başlar…
Onları eğitirseniz, onları kültür-sanatla tanıştırırsanız yani sözün kısası ne kadar bilgili, bilinçli, soran, sorgulayan insanlar yetiştirirseniz yaptığınız çalışmaların etkisi o kadar çok olur…
Denize atılan taşın dairesel dalgaları gibi… Denizyıldızı gibi…
1 kişi daha, 1 kişi daha…
Ne burada bağırıp çağırarak kendimizce tatmin olmak bir şeyi değiştirecek ne de orta yerlerde bağırıp çağırmak…
Değişim için önce insanların düşüncelerini değiştirmek gerekir. Bu da topyekün bir eğitim seferberliği ile olur ve tabandan başlar…
Bu ülkenin de tabanı binanın su basmanı gibi olan köydür, köylülerdir…
Üreten kesim onlar, bilgili ve bilinçli olması gereken kesim de onlar… Maalesef yıllardır, yüzyıllardır hep kullanılmış, sömürülmüş (bizim ülkemizde)…
Mustafa Kemal Atatürk, bunu farketmiş ve kooperatifler kurdurtmuş, Köy Enstitülerinin temelini hazırlamış…
Lakin sonraki yönetimler gözü açık, bilgili, bilinçli insanlar istemedikleri için hepsine bir son verilmiş…
Bugün geldiğimiz nokta doğal bir gelişme aslında… Doğal olmayan 60 yıldır bunu değiştirmek için aydın geçinen insanların hiçbir şey yapmaması…
Sadece kendilerine avutmaları…
Masa başlarında, salon toplantılarında memleket kurtarmaları… Bugün tiyatrolar, yarın merak etmeyin sinemalar da kapatılır, sinema endüstrisi de ortadan kaldırılır…
Sadece onların kendi değerlerini okuyup, uygulamak yaşam için yeterlidir…
Bunun için de tiyatroya, sinemaya vs. hiç gerek yok ki…
Neyse… Konu uzun, isyan etmek bir şeyi değiştirmez, değiştirmeyecek…
Ben yine işime devam edeyim, belki birkaç kişinin daha bilgili, bilinçli bir insan olmasına sebep olurum da yarınlara bir katkım olur…
Sevgiyle, sevgimle…