MESUT TİM
Kime sorarsanız sorun bu soruyu, alacağınız yanıt hiçbir zaman değişmeyecek. Tek bir yanıt var o da ÖĞRENMEK diyeceksiniz… Bana göre de HATIRLAMAK…
İnsan öğrenir, öğrenme bitmez, öğrenme bittiği zaman yaşam biter diye düşünüyoruz, konuşuyoruz sürekli…
Doğumdan sonra çevremizde, bize en yakın olan anne – baba ve varsa kardeşlerimizden, sonrasında okulda öğretmenlerimizden, hayatın içinde de kimden ne öğrenebilirsek… diyoruz da…
Acabaaaa…
Öğreniyor muyuz, kirleniyor muyuz?
Zaman zaman değil sürekli olarak kendime söylüyorum…
Mesut, neden bu kadar aksisin, neden toplumun dışındasın, neden kendini toplumdan soyutluyorsun diye…
Ne yapayım, herkesin kabul ettiğini ben de kabul etmek zorunda mıyım/
Koyun sürüsü misali herkes uçurumdan aşağıya kendini bırakıyorsa ben de bırakmak zorunda mıyım?
Hayır, hayır… Kesinlikle hayır…
Ben ÖĞRENMİYORUM…
Ben HATIRLIYORUM…
Öğrenmek yanlış bir bildirim, hatırlamak ise doğru olan bildirimdir insanoğlu için…
Biraz düşünmenizi isteyeceğim sizden…
Önünüzde kocaman bir meyve ağacı düşünün…
O meyve ağacı nasıl o hale geldi biliyorsunuz…
Küçücük bir tohumdu, toprağa gömüldü, gün geldi tohum patladı, filizlendi…
Başını topraktan dışarı çıkardı, güneşi gördü…
Beslendi ondan… Yalnız güneşten değil tabii ki sudan da…
Ve bir süre sonra dalları oluşmaya başladı… Yaprakları…
Gün geldi dallar çiçeklendi, meyveye gebe oldu ağaç…
Zamanı geldi meyveler olgunlaştı, insanoğlunun yiyeceği kıvama geldi…
Evet…
Neymiş, bir daha düşünelim isterseniz…
Küçücük bir tohum önce kocaman bir ağaç ve sonrasında insanoğlunun yiyeceği güzel meyveler haline geldi…
Yani o TOHUM’da bütün bilgiler vardı, sonradan o bilgilere sahip olmadı…
Gelelim insanoğluna…
Anne karnına sperm olarak düşen insanoğlu da aynı tohum gibi bütün bilgilere sahip olarak zamanı gelince dünyaya gözlerini açıyor.
Ve maalesef hırslarına, arzularına sürekli olarak yenilen insan, bu güzel varlığı kendisi gibi çirkin bir YARATIK haline getirmek için uğraşıyor.
Kendince öğretiyor…
Fakat gerçekte dünyaya gözlerini açan ve bütün bilgilere sahip olan insanın bildiklerini sürekli olarak unutmasını sağlayacak dünyevi bilgilerle dolduruyor zihnini…
İşte, bunlara direnen, kendi kabuğunu kıran insanlar dünyaya gözlerini açmadan önceki bilgileri zaman zaman hatırlamaya başlar.
Hepsi bildiği bilgilerdir… Zihninin bir köşesinde onu hatırlamasını bekleyen…
Ve bu tür insanlar, öyle çılgın, öyle karmaşık işlere imza atarlar ki toplum için, toplumun, insanlığın gelişmesi için bu insanlara ya deli derler ya da özel insan…
Aslında onlar sadece birer İNSANdırlar…
Yaşamları boyuncu doğduğu gibi İNSAN olarak kalma mücadelesi verirken bir yandan da toplum için ne yapabilirimin derdindedirler.
Ve öyle kalacaklardır…
İşte benim ÖĞRENMEK ve HATIRLAMAK üzerine düşüncelerim…
Kimbilir, belki de benim düşüncelerim de size aykırı gelebilir…
Saygı duyarım…
Paylaşacak sevginiz, bilginiz çokça da kitabınız olsun…
Sevgimle…