SONER AYAN
14 Mayıs 2013…
Hayatı ezbere yaşayıp, umutlarını hırsları uğruna kaybetmiş insanlığın karşına dikilmiş 5 yaşında bir kız çocuğu… O kocaman gözlerindeki ışık saçan aydınlıkta yeşeren yaşamda, minik bedenine çok yakışan ama adaletsiz dünyanın çarkına hiç uymayan bir kader var.
Gülümsemesi ile hayatımı değiştiren melekle ilk kez o gün tanıştım. Minicik omuzlarındaki yükü, korkusuzca üstlenen cesaretini görünce de ilk kez o gün aldığım nefesi sorguladım. Zaten hayatımda değişen her şey, dönüm noktam olarak adlandırdığım o andan itibaren anlam kazandı.
2013-2015 Yılları arasında, Denizli valiliği çocuk yuvasında gönüllü olarak ağabeylik yaptım. Onlarla geçirdiğim süreç zarfında, hayatın hem iyi hem de kötü yüzü ile tanıştım. Kaderleri ile kederlendim, heyecanları ile mutlu, sevinçleri ile huzur buldum. Dertlerine ortak olup, birlikte vakit geçirdiğimiz her süreçte çözüm yolu aradım. Bir yandan geçimimi sağlamak, bir yandan üniversite de öğrenci olmak bu süreci zorlasa da, sonu mutluluk olacak bir amaç uğruna verdiğim emekler, küçücük yüzlerde tebessüme vesile olacaksa ancak o zaman değerli olacaktı.
Masumiyetin timsali olan bu güzel çocukların ihtiyaçlarını, insanlık hep satın alınabilir şeyler olarak görüyor. Oysa en çok aradıkları şey, şimdiler de sosyal mecraların dilinde öldürülüp, yalanlar ile süründürülen Sevgi’nin ta kendisidir.
İşte tam da bu yüzden kurdum Merhaba Çocuğu… Pembe hayallerinde sevgiyi arayan küçük kardeşlerim için… Kimsesizliklerinde kaybolmak yerine, kendi bedenlerindeki gücü keşfedip, hayatın zorlukları karşında dikilebilsinler diye…
Peki ya neden ‘Merhaba Çocuk’ dedim?
Merhaba; Farsça’daki kelime karşılığı olarak ‘Benden size zarar gelmez’ anlamını taşımaktadır.
Çocuk; Bu eki de yaşantımda ideallerini, yüreğimde düşünce yapısı ve sevgisini taşıdığım Atatürk adına koydum. Çünkü Atam, yaşamı boyunca tüm sevdiklerine, hangi yaşta olursa olsun ‘Çocuk’ diye seslenirdi. Ve ben, her Merhaba Çocuk dediğimde onu hatırlıyorum.
11.03.2014 Tarihinde Türk Patent Enstitüsünden tescil ettirdiğim Merhaba Çocuk ismiyle ilk iş olarak; 23 Mayıs 2014 tarihinde Denizli’de, ilk kişisel fotoğraf sergimi açtım. Sponsorsuz ve cafe de çalışarak kazandığım gelirim ile tüm masraflarımı çıkarıp bir hayale inandım. Çalıştığım cafenin bulunduğu AVM de, daha beş ay öncesinde çay kahve getirdiğim müşterilerin önüne bir sanatçı olarak çıkmak ve elde edeceğim gelir ile yuvadaki kardeşlerime umut olmak tutunduğum en güzel hayalimdi.
Emeklerimin ve inançlarımın karşılığını oldukça güzel bir katılım ile aldım. Tüm Denizli’de duyulan fotoğraf sergim, konsepti ile ses getirdiği gibi yerel kanalda katıldığım canlı yayındaki 39 dakikalık program aylarca hatıralardan silinmedi. Elde ettiğim gelir, birlikte vakit geçirdiğim meleklerin hayalleri için kullanıldı. Size bu hayalleri ve gerçekleştirdiğimizde yaşadığımız mutluluğu anlatmak isterdim. Fakat kurulacak hiç bir cümle o anları tarif edebilecek yeterliliğe sahip değil.
Sonrasında sadece yuvadaki çocuklara değil, ulaşabildiğim tüm çocuklara kucak açmaya çalıştım. Aynı yıl Denizli’nin ilçeleri olan Bekili, Beyağaç, Buldan ve Çameli de yer alan köy okullarında köy kütüphaneleri kurup, eğlenceler düzenledik. 2015 Yılında ise İzmir’e, memleketime taşıdığım Merhaba Çocuk ile Menemen’in köyleri olan Alaniçi, Ayvacık, Bağcılar ve Çaltı köylerinde toplamda 71 çocuk ile birlikte bir ay süren bir fotoğraf atölyesi kurdum. Hem birlikte fotoğraf çekmeyi öğrendik hem de hayata hayalleri ile bakan güzelliklerin düşler dünyasını kadrajlara sığdırdık.
2015’in Güz dönemi diye adlandırdığım zaman diliminde Ağrı-Doğubeyazıt ve Şanlıurfa-Suruç’ta öğretmenlik yapan arkadaşlarımın, kısıtlı imkanlarla eğitim vermeye çalıştığı okullarındaki çocuklar için sosyal medya da oluşturduğum yardım kampanyası ile Merhaba Çocuk çatısı altında umut kargoları gönderdik.
2016 Yılında askerliğim sebebi ile uzak kaldığım Merhaba Çocuk projemi, 2017 bahar döneminde Menemen’in Egekent 2 beldesinde ilk kez yerleşik olarak hayata geçirdim. Hayal atölyesi ekini de eklediğim atölyem de 3 ay süre boyunca bilimsel ve sanatsal eğitimler verdim. 5-15 yaş arası çocuklar ile birlikte bilim ışığında hayatı keşfederken, fotoğraf ile sanatın inceliklerini öğrendik. Santranç ile zihinimizi açarken, spontane geliştirdiğimiz küçük skeçlerden oluşan tiyatrolarımız ile eğlenceler düzenledik. Belediyeden tahsis edip, ailemin desteği ile boyadığım atölyemi hava şartlarının değişmesi ve de yapı olarak uygun olmaması dolayısıyla kapatıp, kendi köyüme yani Bağcılar Köyü’ne taşıdım.
Menemen’in Bağcılar köyünde yer alan ve Mesut Tim’in (Kitap Baba’nın) öncülüğünde kurulan, 5000 bine yakın kitabıyla Atatürk Çocukları Kütüphanesi’nin yanında yeralan Merhaba Çocuk hayal atölyesi artık orada çocuklar ile buluşmaya hazır. En son, yine Doğu da, Siirt Eruh’ta öğretmenlik yapan bir arkadaşım için umut kargoları gönderdik. Ardından 23 Nisan Çocuk Bayramı ve bahar dönemi projesini köy meydanında gerçekleştirdik.
Şayet imkan ve zaman yeterli olursa, Merhaba Çocuk Hayal Atölyesi bir ÇOCUK KÖYÜ olacak! Bilimsel çalışmaların ve sanatsal eserlerin ışığında ve elbette hayaller kuran çocukların fikir ve hisler aleminde yeşeren, gökkuşağı renginde anlamlı bir hayat sunacak.
Meselenin kimlik ve para olmadığı, başarının mutluluk anahtarı olarak sunulduğu ve ben merkezli değil biz düşünceli bir hayatın yaşandığı sevgi dolu bir dünya da yaşamak dileğiyle…