VE KAĞIT BİTTİ…

MESUT TİM

Ülkemizin içinde bulunduğu durumu bilmeyenimiz yok.
Her gün bir şeylere zam geliyor…
Göz açıp kapıyoruz, bir bakmışsınız fiyatlar yukarılara tırmanmaya başlamış.
İnsanı insan yapan değerlerden kitap ve gazeteler de bu zamlardan en çok etkilenenlerden.
Yıllar önce kağıt fabrikaları satıldı.
Bir inceden ses çıkarıldı, lakin sonra sus pus.
Ve gün geldi ülkede gazete ve kitapların basıldığı kağıtların fiyatları öyle bir yükseldi ki…
Artık basım sektörü bu işin içinden çıkamaz oldu.
Kurban Bayramı öncesi birinci kitabımızın çıktığı matbaadan 2. kitabım için fiyat almak istedim.
Sabahtan gitmiştim.
Fiyatı çıkardılar.
“Öğleye kadar bu fiyat geçerli, öğleden sonra ne olur bilemem” demesin mi matbaanın sahibi.
O da kendine göre haklı tabii ki.
Kağıt fiyatları almış başını gidiyor ve eskisi gibi birkaç ay vadeli de değil.
Bastır parayı, al kağıdı.
Para yoksa kağıt da yok.
Kitap bastırmak için de peşin para istemekte haklılar…
Yoksa çark dönmez…

İZMİR’İN YEREL GAZETELERİ…

Biz şimdi gelelim bu kağıt zamlarından sonra İzmir gazetelerinin durumlarına.
Belki bilmiyorsunuzdur.
İzmir’de en son benim bildiğim 80 civarında yerel gazete vardı.
Bunların hemen hemen hepsi Basın İlan’dan gelecek Belediye reklamlarıyla beslenirler.
Çok az bir kısmı özel ilan alır, onların da zaten çoğu beleştir.
Mevzuyu dağıtmayalım.
Ve bu gazeteler Belediyelerin özel günlerde verdikleri 500 liralık, 1.000 liralık ilanlarla gazetelerini çıkarırlar.
Belediye ilan vermezse aylık çıkarıyorlarsa 12 ayı birleştirerek çıkarırlar.
O derece.
Dağıtım mı?
Ne dağıtımı?
Belediyelere biraz verdikten sonra, geri kalanı kendilerinde stoklanır, aylar sonra da hurdacılara havale…
Zaten trajları çoğunun 1.000 – 2.000 adettir…

İZMİR’İN GÜNLÜK YEREL GAZETELERİ 500 ADET SATAR

Bizi daha çok ilgilendiren günlük yerel gazeteler.
Bu gazeteleri bayilerde bulabilirsiniz.
Kimi 25 kuruştur, kimi 50 kuruş…
Bunlar günlük olarak çıktıkları için Belediyelerin özel ilanlarından hariç ihale ilanlarını da alırlar.
Ki asıl parayı bu ilanlardan kazanırlar.
Ve maalesef bu gazetelerde de özel reklam göremezsiniz.
Çünkü reklam verecek olan firma gazetenin trajına bakar, dağıtım ve satış miktarına bakar.
Bu gazetelerin traj ve satış rakamları inanılmaz derecede düşüktür.
Basın ilandan reklam almak için günlük 3.000 adet bayi satışları olması gerekir.
Kendi haline bıraksalar, inanın bu satışlar 300 ile 1.000 arası bir rakamları geçmez çoğu zaman.
Basın ilandan düşmemek için kendi elemanları vasıtasıyla piyasadaki bütün gazetelerini kendileri satın alırlar.
Yani bayiye gazeteleri önce satsınlar diye verirler…
Satış gözüksün diye de kendi elemanlarıyla parasını verip gazetelerini satın aldırırlar.
Topladıkları gazeteleri de sonra hurdacıya…
Bu döngü İzmir’de yıllardır böyledir ve böyle sürüp gider.
Diyeceksiniz ki; 500 adet gazete satsa ne olur satmasa ne olur.
Böyle trajı olan bir gazete ne kadar etkilidir…
Ben size söyleyeyim.
Ne etkisi vardır ne de bilinmişliği.
Yıllar öncesinden Basın ilanı haketmişler, bunu kaybetmemek için hergün 8 takla atarlar ve bu şekilde yayın hayatına devam ederler.
Haa, bu arada…
Basın ilan kurumundan aldıkları paralar da sizlerin vergileri…

Evet…
İzmir’de basının durumu gerçekten içler acısı.
Çalışanlarına verdikleri – vermedikleri ücretler hakkında bir şey söylemeye gerek yok inanın.
Çünkü bunları yazacak olursam…
Kimse gazeteci olmak istemez, bu gazetelerde çalışmak istemez…

Yıllar önce gazetecilik itibarlı bir meslekti.
Bırakın yazı işlerinde çalışanları, teknik servislerde çalışanlar bile mesleğin itibarından nemalanırlardı.
Maalesef şimdilerde…
Söylenecek söz yok ki…
Ne gazete kalmış ne de gazeteci…

İzmir’de yerel gazeteciliğin hali kısaca böyle.

Paylaşacak sevginiz, bilginiz, çokça da kitabınız olsun.
Sevgiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.