MESUT TİM

Dedik ya, Türkiye’nin dört bir yanını ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANELERİ ile donatacağız, Türkiye’de kitaba kavuşmayan hiç kimse kalmayacak diye.

Gönüllü olarak bir şeyler yapmaya başladığınız zaman Türkiye’nin dört bir yanından size ulaşmaya çalışırlar. Haklılar. Başımızdaki yöneticiler onların gereksinimlerini karşılamayınca, onlar da bu tür işleri gönüllü olarak yapan insanlara ulaşmakta buluyor.

Huriye Saraç – Öğretmen Benisa, bir söyleşi için Şanlıurfa’ya gider. Gider gitmesine de boş dönmez ki. Salihli’deki evine gelir gelmez, ayağının tozu ile beni arar.

“Mesut Öğretmenim – bana öğretmenim der – Şanlıurfa’dan sana selam getirdim. Orası Türkiye’nin okuma – yazma seviyesi en düşük ili. Ve bizden burada da kütüphane açmamızı istiyorlar.

Emrin olur Huriye Öğretmenim, ne demek…

O dönemde yine haberhürriyeti’nde çalışıyorum. Gazetenin sosyal sorumluluk projesi olarak sürdürüyoruz çalışmalarımı.

Lakin sağa sola giderken para – mara da yok. Olsun sosyal sorumluluk projesi, Mesut Tim bir yolunu bulur hepsini halleder.

Öyle de oldu. Ogünlerde İzmir’de son kitabının tanıtımı için gelen Yazar Ahmet Ümit’in etkinliğine katıldım. Söyleşi sonunda durumu izah ettim ve kendileri hafta geçmeden köye raflar ve kargo için 5.000 TL para gönderdi. Biz de kendisine İzmir Tüyap Kitap Fuarı’nda sembolik bir plaket verdik.

Evet… Gündüz gazete çalışması, gecesinde de kitapları hazırlamak için uykusuz bir durumda sabaha kadar 4.090 kitabı koliledim. Sabahında da kargoya gönderdim.

Birkaç gün sonra da ben Huriye Saraç ile birlikte Şanlıurfa, Siverek’e yola koyulduk.

Sağolsun o da benim yol paramı karşıladı.

18 saatlik yolculuktan sonra Siverek’e vardık. Bizi bir otele yerleştirdiler.

Ertesi gün Duydum Köyü’ne gittik ve 2 gün içinde 24. ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANESİ’ni  açılışa hazır hale getirdik.

Açılışa Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürü Metin İlci de katılmıştı. Kendisi yaptığı konuşmada “Sizler buraya yaklaşık 1.500 kilometre öteden gelip binlerce kitaptan oluşan bir kütüphane kazandırdınız. Ben de sizin sayenizde ilk defa bu köye geliyorum” deyince biz başka bir mutlu olduk…

Kitapları incelerken de biraz Kuran-ı Kerim tercümesi göndereyim deyince, ben raflardaki mealleri, namaz hocası, 40 hadis, dinler tarihi, peygamberler tarihi, peygamberimizin hayatıyla ilgili kitapları gösterince hiç gerek olmadığını ifade etti.

Ben de kendisini BİZ İDEOLOJİ KÜTÜPHANESİ DEĞİL, İNSAN KÜTÜPHANESİ KURUYORUZ diye yanıt verdim.

Açılış töreninden sonra muhtarın evinde nefis bir ziyafet sofrası vardı. Herkes yerde, büyük bir sofra… Sofrada yok yok…

Orada kaldığımız 6 gün boyunca akşamları Siverek’te gezdik. Esnafla ahbap olduk. Adeta onlardan biri olduk biz de. O kadar sıcak insanlar ki… Aslında bir ayetimizi uygulasak dünyaya barış gelecek, açlık bitecek… Öyle bir yaşamdı bizimkisi… KENDİNE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİ BAŞKASINA YAPMA.

Köy Enstitülü Huriye Saraç, nasıl ki karnımız acıktığında bir tabak yemekle doyuyorsak zihnimiz acıktığında da yapacağımız şeyin kitap okumak olduğunu söylerken, kütüphaneden herkesin faydalanmasını istedi.

KÖYÜN ÇEHRESİ DEĞİŞTİ

Kütüphane hazırlıkları sürerken Siverek Belediyesi de gerek köyün yollarını gerekse kütüphane önündeki alanı toprak dolgu ile düzelterek köye yepyeni bir görünüm kazandırdı. Çocukların bu sayede hem okula hem de kütüphane daha sağlıklı bir şekilde ulaşmaları da sağlanmış oldu.

Kütüphane hazırlıklarına Duydum Köyü okulundan pek çok öğrenci ve öğretmen de yardımcı oldu.

Duydum Köyü okul müdürü Mehmet Halit Halisçelik, açılan kütüphaneye 14 öğretmenin sınıflarını sırasıyla 1’er saat okuma etkinliği düzenlemek üzere paylaştığını, çocukların okumayı sevmesi için her türlü çalışmanın yapılacağını söyledi.

Kütüphanenin 7 / 24 açık olacağını, çevre köylerdeki öğretmen ve öğrenciler ile karakol komutanlığında görevli askerlerin bile faydalanacağı kütüphanede başta Atatürk kitapları olmak üzere, yerli ve yabancı yazarların romanları, dini kitaplar, dil bilim kitapları, kişisel gelişim kitapları, şiir kitapları ve çok zengin çocuk kitapları bulunuyor.