FERZAN SARPKAYA
Ogün dermotoloji randevum vardı. Birkaç gündür karışık düşüncelerle dolup taşıyordum. Sonuç neyse ki iyi çıktı. Ve ben söyleşiye yetişebilecek idim.
Söyleşileri seviyorum, takip etmeye de çalışırım. Ama bu söyleşiyi dinlemek. Orada olmak ayrıcalıktı.
Çünkü gazeteci olarak, insan hakları, kadın sorunları, gezi yazılarıyla, araştırma dizi yazı ve seri röportaj dallarında sayısız ödül alan Zeynep Oral, Konak Belediyesinin ‘’Yazarlar Yazarları Ağırlıyor’’ söyleşisinin konuğuydu.
Gazeteci yazar Barış İnce, Zeynep Oral ile ‘’O Büyülü İnsanlar’’ kitabı üzerine konuşacaklardı. Sanırım 2011 de Cumhuriyet Kitapları’ndan basılmıştı. 2018’de de Alfa Yayınları’ndan çıktı.
Söyleşi başladığında Barış İnce’nin içtenliği, derin kültürü, saygınlığı bizlere yansıdı. Zeynep Oral da içtenlikle soruları cevaplıyor, bizleri sarıp sarmalıyordu.
Farklı kişilikleri taşımıştı kitabına. Yaşamının belli dönemlerinde yolunun kesiştiği onlardan çok şeyler öğrendiği birlikte çoğaldığı kendi tabiri ile büyülü kişilikleri.
Kitapta beni en çok etkileyen sözlerden:
Alev Ebuziyya’nın ‘’İşinle kendi arana namuslu bir kuşku koymazsan, bu mutlak işine yansır’’
Dido Sotiriyu’nun ‘’Nasıl kötü Türk ve iyi Yunanlı yoksa, iyi Türk ve kötü Yunanlı da yoktur. Bir tek düşman vardır: Savaş ve onu körükleyen çıkarlar..
Eduardo Galeno’nun ’Ve ben bunun için yazıyorum: Bugünün yarın demek olmadığını, kader demek olmadığını önerilen bu geleceğe mahkum olmadığımızı anlatmak için yazıyorum’’
Elia Kazan’ın ‘’Hani aşık olur da insan, gözü yalnız sevdiğini görür, kulağı yalnız onu duyar. Başka bir şey düşünemez olur… Her an yalnız sevdiğiyle olmak ister ya … İşte bende yazmak tutkusu böyle bir aşk…’’
Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın Halikarnas Balıkçısı’nın kükreyen Merhabası.
Bir ara uykum olmadığı halde esnemeye başladım. İşte yine oldu diye iç sesimle konuştum. . Demek ki doğru zaman da doğru yerde idim. Bu durum bir iki söyleşi de başıma gelmişti. O zaman araştırmıştım.
Eğer biriyle konuşurken ya da onu dinlerken esnerse canının sıkıldığını düşünülürdü.
Kültürümüz sosyal ortamlarda esnemeye negatif bir anlam yüklüyor olsa da ancak gerçeğin tam olarak böyle olmadığı keşfedilmiş.
İngiltere de Ledds Üniversitesinde yapılan bir araştırmada esnemenin can sıkıntısı belirtisi olmadığı empati göstergesi aynı zamanda etrafındakilerle bağ kurduğu üzerine açıklamış.
Ben de orada bağım güçlü bir bütünlük içinde huzurlu oluyordum . İşte bu söyleşide benim söyleşinin büyüsünü yaşadığım anlardan birisi idi. İyi ki oradaydım.
Bir ara Şadan Gökovalı , Azra Erhad diye seslendi. Elbette unutmamıştı sevgili Zeynep Oral. İçtenlikle onunda adını anarak söyleşisini sürdürdü.
Söz bir ara korkmaktan açıldı. Zeynep Oral’ın ”Korkmak, evet gündemimize yerleşen korkutma siyaseti. O güzel insanlar korkmadan yaşadılar . Biz artık korkuyu çoktan aştık. Korkunun ötesine geçtik” bizleri yeniden uyandıran sözlerdi.
Bana göre de ölüm tehditlerinden korkmak mı? Yoksa onursuzca yaşamak mı? Daha korkunç. Ölmekten korkmadan onuruyla yaşamak, bizleri öteye geçiren diye düşünüyorum.
O BÜYÜLÜ İNSANLARDAN
Büyülü İnsanlar, düşleriyle, düşünceleriyle, eylemleriyle ve eserleriyle hayatı daha yaşanır kılan; dünyayı çok renkli, çok sesli, sevinçli ve coşkulu bir serüvene dönüştüren insanların öyküsü… Zeynep Oral yaratıcılıklarını daha güzel, daha doğru, daha aydınlık, daha insanca bir dünya yaratmanın hizmetine vermiş olanları anlatırken, insanı “insan” yapan değerleri yüceltiyor.
Alev Ebuzziya – Dido Sotiriyu – Eduardo Galeano – Elia Kazan Güher – Süher Pekinel -Gülriz Sururi-Engin Cezzar – Halikarnas Balıkçısı – James Baldwin -Jean-Paul Sartre – Joan Baez – Kudsi Erguner – Mehmet Aksoy – Mehmet Ulusoy -Mengü Ertel – Mikis Theodorakis – Mina Urgan – Pina Bausch – Salvador Dalí -Suna Pekuysal- Tuncel Kurtiz – Turhan Selçuk – Türkan Saylan – Yılmaz Güney – Zülfü Livaneli
Ben o büyülü insanlara ek olarak Zeynep Oral’ın büyüsü ile kitaplarını yazılarını okurum. Yazıları, kitapları samimiyet, içtenlik, aydınlık, gündemin çilesini aktaran, rahatça okunabilir olmasının etkisiyle Büyülü İnsanlardan biri de o günümüzde, iyi ki var. Yaş aldıkça güzelliğiyle uzunca yaşasın. Adını ”Atatürk Çocukları Kütüphaneleri”nden birinde yaşatmak dileğiyle.