MESUT TİM
Biz farklı bir dünyada mı yaşıyoruz derseniz, Evet derim…
Biz oldukça farklı bir dünyada yaşıyoruz.
Bizim dünyamızda olumsuzluklara yer yok, musibetlere yer yok, kötü düşünceli insanlara yer yok.
Bizim dünyamızda olmazlara yer yok.
Bizim dünyamızda insan – insanlık dışı düşüncelere yer yok…
Yaşadığımız gün sadece bugün…
Ve bugünü de en güzel bir şekilde yaşamak bizim hakkımız…
Bu hakkı kimse elimizden alamaz, alamayacak…
İnanın buna…
Onun adı HURİYE SARAÇ, namı diğer ÖĞRETMEN BENİSA…
Afyon, Emirdağ, ASLANLI Köyü doğumlu.
O bir köy enstitülü öğretmen.
Eskişehir – ÇİFTELER KÖY ENSTİTÜSÜ…
9 Mayıs 1944 yılında girdiği enstitüden, 9 Mayıs 1950 yılında ÖĞRETMEN olarak çıktı.
Ve hala öğretmenliğini sürdürüyor.
İnsanlarla bildiklerini paylaşıyor.
Onun bildikleri yalnızca kitaplardaki kuru bilgiler değil, insan olma yolunda bilgiler, hayatın kendisi…
Atatürk’ün askerliğini yapan babasının ATATÜRK’e verdiği SÖZ üzerine öğretmenliğini sürdürmekte kararlı…
Geçtiğimiz günlerde – 22 Temmuz – onun doğum günü idi. Nüfusunda 1933 yazsa da kendi ifadesiyle 1929 doğumlu.
Yani bugünlerde 90 yaşına bastı Huriye Öğretmenimiz.
Ve ona bir sürpriz yapalım istedik, geçtiğimiz yıl açtığımız GÜZELBAHÇE İLÇESİ, ÇAMLI KÖYÜ ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANESİ önündeki ÜRETİCİ KADINLAR PAZARI içinde bir doğum günü partisi.
Hayatında ilk kez doğum günü kutlanmış…
Hem de böyle görkemli, muhteşem bir kutlama…
Birkaç haftadır duyurusunu yapıyorduk.
Gelenler, bugün hayatının en güzel, mutlu günlerinden birini yaşadılar.
Başta da dedik ya…
Yaşanacak bir gün var, o da bugün…
O zaman en güzel bir şekilde yaşayalım istedik.
Kimler vardı aramızda.
Başta 90 yaşına basan öğretmenimiz Huriye Saraç, Neslihan Konacaklı, Deniz Can Hubbell ve eşi Jeff, Seval Ergüder, Basri Kanay, Nuray Şanlısoy, Makbule Durmuş, Ezgi Nur Sarı ve arkadaşı Işıl, annem Firdevs Tim ve teyzem Ayşe Kök… Bunlar İzmir’in değişik yörelerinden bu güzel kutlama için gelen insanlar.
Köyde bu güzel kutlama için büyük destek veren başta Fatma Ataay’a, pastamızı hazırlayan Ayten hanıma ve köyün bütün kadınlarına ayrı ayrı teşekkürler.
Gelelim olayların akışına.
İzmir’in değişik yerlerinden gelenler olduğu için herkesin aynı zamanda gelmesi olanaksız.
Seval hanım ve arkadaşı Basri bey Huriye öğretmenim ile beni İzmir Garajı’ndan aldıklarında saat 10.15 idi.
Saat 11.30 gibi çevreyolunu kullanarak Çamlı Köyü’ne geldik.
Çocuklar bizi görür görmez resmen üzerimize atıldılar.
Önce çocuklarla sohbet ettik.
Hazırlıkları yapmaya başladık.
Yavaş yavaş bu güzel gün için dostlarımız da birer birer dökülmeye başladılar.
Gelenlerin birbiriyle, köyün kadınlarıyla tanışması, pazarı dolaşması…
Öğlen saati olduğu için aç olan karınlarımızı doyurduk.
Fırında pişen özel köy ekmeği, pidesi. Gözlemeler, sarmalar, baklavalar, kalburabastılar…
Götürdük, götürebildiğimiz kadar.
Tabii ki keşkek olmadan olmaz…
Bizler karınlarımızı doyuruyoruz, amma çocuklar da sabırsızlanıyor.
Biran önce doğum gününü kutlasak da pastaları yesek derdindeler.
Haklılar, onlar ÇOCUK… Her şey onlar için.
Bir de 90 yaşını kutladığımız sevgili öğretmenimiz HURİYE SARAÇ için tabii ki.
Yemek faslından sonra önceden hazırlanan doğum günü pastalarını pazar yerinin ortasındaki masalara getirdik.
Huriye öğretmenimiz mumlarını üfledi, bu sırada çocuklar ellerindeki balonları havaya bıraktılar.
Ve Huriye Öğretmenimizin kendi ifadesi ” İlk defa doğum günümü kutluyorum ”
Onun için de bizim için de büyük mutluluk…
Görülmeye değer bir manzara idi… Kaçırdığınız için üzülebilirsiniz, tekrarı yok çünkü…
Sembolik pasta kesiminden sonra Neslihan hanımın pastayı güzelce kesmesi ve tabaklarla özellikle çocuklara servisimiz başladı.
Çocuklar büyük bir iştahla pastalarını yediler.
Tabii ki birer parça da bizler.
Pasta çocukları kesmedi, Deniz Can Hubbell hanım onlara birkaç tane de gözleme söyledi.
Hep birlikte gözlemelerini de yiyip bitirdiler.
Huriye öğretmenimize hediyelerini verdikten ve video çekimlerinden sonra artık yediklerimizi eritme zamanı gelmişti.
Çocukların rehberliğinde güzel bir köy gezintisi yaptık.
1 saat kadar süren köy gezintimizden sonra kütüphaneye dönüş yaptık.
Sıra geldi şiirlerimizi okumaya…
Çocuklar sırayla şiirlerini okudular, sohbetlerimizi ettik.
Bu arada gelen dostlarımız bol bol hatıra fotoğrafı çekildiler.
Bu arada kütüphaneye ve üretici kadınlar pazarına gelenler oraya getirdikleri kitaplar vardı.
Onları da Basri beyin arabasına yükledik ve Karabağlar’a depomuza getirdik.
Her güzel şeyde olduğu gibi bugünün de sonuna gelmiştik…
Ayrılık zamanı…
Çocuklar bizi bırakmak istemiyorlar, haftaya da geleceksiniz değil mi soruları ile bizi biraz üzdüler…
Ancak 2 hafta sonra geleceğimizi ve başta topaç ve balon olmak üzere çeşitli oyuncaklar getireceğimizi söyledik.
Şimdiden duyurusunu yapıyoruz.
2 hafta sonra aramızda olmak isteyenler var biliyorum.
Şimdiden kendinizi o güzel gün için ayarlayın derim…
Böyle günler her zaman yaşanmaz…
Yazımı fazla uzatmadan sizi biraz fotoğraflarla başbaşa bırakayım…
Gün içinde çekilen 2 adet videoyu de facebook’taki TC Mesut Tim sayfamdan izleyebilirsiniz…
Paylaşacak sevginiz, bilginiz, çokça da kitabınız olsun…
Sevgimle…
NOT: Fotoğraflar için Neslihan Konacaklı ve Makbule Durmuş’a teşekkürler…