ÇOCUK GELECEĞİ İLE TASARRUF

MESUT TİM

15 Eylül 2014… Devir tasarruf devri diyoruz ya… Devletimiz de tasarruf etmeye devam ediyor… Taşımalı eğitim devam ettiği sürece meydana gelen kazalardan sakat kalan ve hayatını kaybedenlerin sorumlusu TAŞIMALI EĞİTİM’in devam etmesine izin veren yöneticilerdir… Unutmadık… Unutmayacağız… Unutturmayacağız…

Orda bir köy var uzakta… O köy bizim köyümüzdür… Gideceğiz, kalacağız, orada yaşayan insanlarımıza da okuma – yazma öğretim topluma yararlı bireyler olmasını sağlayacağız…
Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in ilanından sonra yapılan devrimleri halka daha iyi anlatmak için herkesin okur – yazar olması gerektiğini biliyordu. Ve bu yüzden en kısa zamanda köylerde yaşayan insanların bu olanaklara kavuşmasının sağlaması gerekiyordu. Bunun için de yapılması gerekenleri en kısa zamanda hayata geçirdi. Önce askerliğini çavuş – onbaşı olarak tamamlayan askerleri kısa bir eğitimden geçirerek öğrendiklerini başkalarına öğretecek konuma getirdi. Daha sonra da planlı bir şekilde Köy Enstitülerinin kurulması için ilk adımları attı.
İnsanları eğitmenin, onlara bir şeyler öğretmenin en güzel yolu yerinde eğitim – öğretimdir. Bu bilinçle en kısa zamanda bu gerçek yerine getirildi.
Lakin Atatürk’ün ölümünden sonraki süreçte (Her ne kadar Köy Enstitüleri 1940 – 1948 yılları arasında faaliyette olsa da – 17 Nisan 1948’de kapatma kararı alındığı için bu tarih verilmiştir) eğitimimiz maalesef istenen boyutlarda gelişmemiştir. İktidarlar tarafından sürekli olarak dizginlenmiştir.

Hele hele son 20 yılda sayıları yaklaşık 35.000 olan köylerimiz adeta eğitime muhtaç hale getirilmiştir. Köylerdeki tarım ve hayvancılığın yanlış politikalar sonucunda yavaş yavaş yok edilmesi, dolayısıyla köylerde yaşamın güçleşmesi nedeniyle nüfusun da azalmasını bahane eden iktidarlar, az olan öğrenci sayısını da bahane ederek çoğu köyde okulları kapatmıştır. Kapanan okullardaki öğrenciler de “TAŞIMALI EĞİTİM” denen bir sistemle yakınlarındaki köy – belde ve ilçelere götürülmüştür.

ŞİMDİ GELELİM SORULARIMIZA…

Taşımalı eğitimin maliyeti ne kadardır? Eğer köylerde eğitime 1 öğretmenle bile olsa devam edilse bu okulların yaşaması ve öğretmenlerin devlete olan maliyetleri ne kadardır? Çok büyük rakamlara ulaşan tasarruflar mı yapılıyor ki böyle bir yola gidildi? Yüzbinlerce yetişmiş öğretmen işsiz bir durumda iken hala bu okulların kapalı kalması nasıl bir politikadır? Taşımalı eğitim sırasında kaybedilen zamanın üretim değeri ne kadardır? Taşımalı eğitim sırasında meydana gelen yüzlerce kazada ölen insanlarımız, çocuklarımız bu tasarruf ya da eğitim politikasının neresinde konumlandırılacaktır? Bu çocukları da askerde denildiği gibi “EĞİTİM ZAYİATI” diye mi isimlendirip geçiştireceğiz? O zaman “Eğitimde feda edilecek hiçbir fert yoktur” sözü ne hikmettir?

Geçmiş günlerde verilen bir soru önergesinde 2012 yılı sonuna kadar taşımalı eğitim yapılan yaklaşık 20 yıllık süreçte 62 öğrencinin öldüğü belirtilmiş. Bu öğrencilerin bu ülkenin geleceğin için değeri nedir, ne değildir? İlköğretimdeki taşımalı öğrenciler için yaklaşık 582.000.000 Türk Lirası bir taşıma maliyeti oluşmuşken, bu öğrenciler kendi köylerinde okumuş olsalardı bu maliyet ne kadar olacaktı? (Burada bir parantez açayım. Bu maliyet 7.046 köy okulunun maliyetidir. Buralara 1 öğretmen atanmış olsa onun maliyeti de – / Bir öğretmenin 1.500 TL aldığı hesabıyla – 1.500 TL x 12 x 7.046 = 126.828.000 TL. oluyorsa…
Taşımalı eğitim hem bütçeye zarar… hem sürekli olarak çocukların can güvenliği açısından bir tehlikeli durum ise… HALA NEDEN BU SİSTEM DEVAM ETMEKTEDİR?…
Bu rakamları bir daha gözden geçirin…Taşımalı eğitim sonucu hayatını kaybeden çocukları ve ailelerini bir daha düşünün…

Artısını, eksisini bir kez daha masaya yatırın…
Eminim eğitim – öğretime hiçbir artı değer katmayan bu TAŞIMALI EĞİTİM SİSTEMİNİ KALDIRACAKSINIZ…
Lütfen…
ÇOCUKLARA KIYMAYIN EFENDİLER…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.