BİZİM KÖYÜN ÇOCUKLARI, BİZİM ÇOCUKLARIMIZ…

MESUT TİM

7 Temmuz 2018 Cumartesi sizin için pek bir şey ifade etmez.
Lakin onlar için çok şey ifade ediyor.
Güzelbahçe – Çamlı Köyü’nün çocuklarından bahsediyorum.
Geçtiğimiz haftalarda gitmeye başladığımız, 7 Nisan 2017’de açtığımız ATATÜRK ÇOCUKLARI KÜTÜPHANESİ’nin olduğu köy. GÜZELBAHÇE – ÇAMLI KÖYÜ… Ve köyün çocukları…
İki haftadır düzenli olarak gittiğimiz köye bu hafta oldukça zengin bir kadro ile gittik.
Hem de harika misafirlerimizle birlikte.
Köye ilk gelen Mor Adam lakaplı Olcay Yersel.
Ben, saat 11.00 gibi köye ulaştığımda gözlemesinin son dilimini götürmek üzereydi.
Biraz sohbet, kütüphane ve köy gezintisi yaptık.
Hemen sonrasında geçen hafta hepimizden önce gelen ressam Bahar Elsa…
Gelir gelmez çocuklar etrafını sarmaya başladı.
Hemen çocukların rahat resim yapmaları için aldığımız A4 kağıtları ve 6’lı kuru boya takımlarını bütün çocuklara dağıttık.
Ve çocuklar gönüllerince resim yapmaya başladılar.
Çocuklardan bazıları resim konusunda oldukça yetenekli.
Bütün çocuklar resim yapmayı bıraktığı halde onlar ısrarla başlarını kaldırmadan resim yapmayı sürdürdüler ve harika işler çıkardılar.
Önümüzdeki haftalarda bu resimlerin hepsi sergilenecek.
Ben de bu sırada etiketlerini yapıştırdığım kitaplara numaralarını yazmayı sürdürdüm.
Daha sonra, zaman konusunda en az bizler kadar titiz olan Neslihan Konacaklı geldi.
Elinde 2 adet hulohop. Bu nedir? dediğinizi duyar gibiyim.
Eskiden özellikle kızların – kadınların bellerinde çevirdikleri daire şeklinde bir alet. Erkeklerin çevirdikleri çember vardır bilirsiniz. Onun belde çevrileni. Zayıflamak isteyen hanımlara duyurulur.
Çocuklar için resim, oyun derken sıra şiir okumaya geldi.
Yine kitaptan fal bakar gibi şiirleri seçerek okumaya başladık hep birlikte.
İlk günlerde çekinen çocuklar, 2 haftada müthiş bir özgüven yakalamışlardı.
Ve rahatlıkla şiirlerini okuyorlardı.
Öyle ki Damla Turan ve Merve Özer ablaları geldiklerinde mikrofon ellerinde kütüphaneden çıkıp Üretici Kadınlar Pazarı’nın orta yerinde resmen şiir ve şarkı dinletisi yaptılar.
Bu arada Damla Turan ve Merve Özer en geç gelenlerdi.
Çocuklar sürekli olarak onları sordular…
Geç geldikleri için 5’er dakika onları tek ayak üstünde bekletelim dediğimde çocuklar hep bir ağızdan… OLMAZ, BİZ ONLAR YERİNE TEK AYAK ÜSTÜNDE DURURUZ dediler…
Yani, anlayacağınız ablalarını o kadar çok seviyorlar ki…
Saatlerce Merve ve Damla ablaları ile oyunlar oynadılar, şarkılar – şiirler okudular.
Anlayacağınız çocuklar oyuna – şiire, şarkıya doydular gün boyu…
Gelelim misafirlerimize.
Mor adam lakaplı, eski hakem Olcay Yersel.
Yine eski bir hakem Mustafa Kıral ve eşi Hülya Kıral
Dermatolog Doktor Meltem Türkmen, kızı Zeynep ve oğlu Kaan.
Avukat Bedriye Kurtuluş Türk ve kızı Ayşe.
Daha önce de Atatürk Çocukları Kütüphaneleri için kitap bağışlayan Doktor Meltem Türkmen, yine çocuklarıyla birlikte geldiği Çamlı Köyü’ne bir torba dolusu çocuk kitabıyla geldi.
Çocukları Zeynep ve Kaan köy hayatını merak ediyorlarmış.
Onlar için de güzel bir deneyim oldu sanırım bugün yaşadıkları.
Avukat Bedriye Kurtuluş Türk de bir torba dolusu kitapla ilk kez aramıza katılan misafirlerimizden…
Çocuklarla birlikte sohbetler edildi, yemekler yenildi, oyunlar oynandı.
Saati 17.00 ettik.
Bilmiyorum, ne ara çocuklardan bazıları biz İzmirlileri kandırdı ve o saatten sonra köyün dışında piknik yapma fikri çıktı ortaya.
Ve biz o saatten sonra köyün yaklaşık 500 metre dışında asırlık bir çınar ağacının altına yürüyerek giderek yanımızda götürdüğümüz gözlemeler, kekler, içecekler vs. ile güzel bir piknik yaptık, sohbetler ettik ve tabii ki hepinizi kıskandıracak fotoğraflar da çekildi.
Yazının sonunda bugünün özetini anlatan fotoğraflar göreceksiniz…
Eminim, burada ben de olmalıydım diyeceksiniz iç geçirip.
Kısmet…
Bugün olmadı, yarın YELKİ’ye gelirsiniz.
Saat 12.00 – 18.00 arası YELKİ’deyiz yarın…
Bu sefer Yelkili çocuklarla güzel bir gün yaşayacağız…

Birkaç haftadır yaptığımız bu etkinlikler sonucunda neler gördük?

1. Çocuklar bu çok kısa sürede büyük bir özgüven kazandılar.
2. Rahatlıkla kendilerini toplum önünde ifade edebiliyorlar.
3. Köyün çocukları, köylerine misafir gelenlerle çabucak kaynaşıyorlar.
4. Şehir ve kentte yaşayanların biraraya gelmesi 2 taraf için de büyük bir kazanç. Hayatın bazı gerçeklerini görerek ve yaşayarak öğrenme açısından.
5. Farklı insanların karşılıklı etkileşimi kadar güzel bir şey yok. Hele ki güzel sonuçlar çıkıyorsa ortaya.
6. Türkiyemizin yarınları böyle saf, temiz, güzel insanlar olduğu müddetçe daha güzel olacaktır. Buna eminiz…

Paylaşacak sevginiz, bilginiz, çokça da kitabınız olsun…

Sevgimle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.