AKŞAM SOHBETİ…

AKŞAM SOHBETİ…

Bazen bu dünyaya niye geldim diye kendimi sorguluyorum… Muhakkak ki bir görevimiz olmalı… Yırtınıyoruz, çabalıyoruz… Ne için? Karnımızı doyurmak, rahat bir hayat yaşamak için mi? O zaman özgür olarak yaşayan pekçok kedi – köpek hiç çalışmadan karnını doyurabiliyor, yatıyor, cinsel ilişkiye girebiliyor… Onlar bizden daha mı akıllı yoksa… Çalışmadan, insanoğlunun yırtınarak sahip olduğu şeylere, hiç çalışmadan sahip oluyorlar… Garip değil mi?
O zaman tekrar derin derin düşünüyorum…
Niçin dünya?
Niçin Türkiye?
Niçin İzmir?
Evet… Yaradan, bizim olmamıza sebep oldu ise muhakkak bize bir takım görevler de yükledi.
Doğduğumuz anda bütün bilgilere sahip iken nedense önce ebeveynlerimiz, sonra sokak, sonrasında okullar ve toplum bizi sürekli olarak kirletiyor.
Bildiklerimizin adeta üstü katmer katmer örtülüyor.
Eğer ki yaşam amacımızın farkına varamazsak, bu katmer katmer oluşmuş kirli dünyanın yükünü üzerimizden atamayız.
Ne zaman ki ceviz kabuğunu içeriden kıran bir insan oluruz, o zaman bu dünyadaki görevlerimizin farkına varırız…
Niçin bu dünyaya geldiğimizi, niçin bulunduğumuz ortamda olduğumuzu…
Hiçbir şey sebepsiz değildir…
İnsan başına gelen en kötü olay bile ona yeni bir kapı açması için sebeptir.
O yüzden kötü ya da olumsuz olaylarda bile sakın ola yaşam ümidinizi yitirmeyiniz.
Onlar ki size, siz özel insan olduğunuz için sunulmuş bir fırsattır aslında.
Bunun iyice düşünün…
İranlı düşünür Zerdüşt’ün güzel sözü aslında Yaradan tarafından yaşadığımız bin yıllarda çeşitli insanlar tarafından söylenmiştir…
GÜZEL DÜŞÜNCE, GÜZEL SÖZ, GÜZEL EYLEM…
İnsanoğlu bunları uygulasa bu dünyada savaş olur mu?
Açlıktan ölen insan olur mu?
Hastalık vs. gibi olumsuz durumları yaşar mıyız?
Sanmıyorum…
Ve kimse kimsenin malına, mülküne, ailesine göz dikmez.
Çünkü bu dünya o kadar büyük ve o kadar cömert ki değil 7 milyar, 70 milyar insana bile yeter…
Bize yetecek kadarına sahip olduktan sonra fazlasında niye gözümüz olur ki…
Hayvan dostlarımızdan örnek almamız gerekir…
Karnı doyan bir hayvan dost, yemeyi bırakır…
Çünkü bilir ki yarın o taptaze otlar yine onu bekler olacaktır.
Toplayıp neyin stoğunu yapacak insanoğlu gibi…

EVET, GELELİM GÖREVİMİZE…

Farkına varan, hatırlayan insanoğlu; duygu ve düşünce olarak kendinden alt seviyede olan insanları kendi düzeyine getirmek ve bu sayede tüm dünyanın barış içinde, sağlıklı yaşamasına katkıda bulunmak için dünyaya gelmiştir…
Her kim ki insan kalitesini arttırıcı çalışmalar içinde bulunuyorsa, biliniz ki o insanlar özel insanlardır, seçilmiş insanlardır…
Geçmişe bir bakınız…
Kendini topluma adamış insanlar hep parasız insanlardı…
Lakin öyle izler bıraktılar ki, yüzyıllar, binyıllar geçti hala onları anıyoruz…
Neden diye düşüdünüz mü?
Biz, önce BEN olacağız, sonrasında sağlam olarak BİZ’i oluşturacağız…
BEN olmadan, BİZ olamazsınız…
Bunu unutmayın…

Bugünlük sohbetimizi burada bırakalım…
Yarın ALLAH kerim…
Sevgi, saygı, hoşgörüyle yaşayacağımız bir dünya dileklerimle…
Paylaşacak sevginiz, bilginiz, çokça da kitabınız olsun…
Sevgimle… / TİM

One thought on “AKŞAM SOHBETİ…”

  1. Mesut ablam ben olmak kolay çünkü onunla doğdun onunla yaşadın önemli BİZ olmak zor zanaattır hepimizin huyu suyu geldiğimiz yer yetiştirme şeklimiz farklı ama biz olduk grup güzel dostlukta öyle arada tatsızlıklar olur beraberiz biz bak senin huysuzluğunu bile çekiyoruz ne var sende bizi idare edeceksin ha olmadı uymayan olursa hep beraber çare buluruz iyi geceler yarın görüşmek üzere nasipse

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.