MESUT TİM
Dünyada bir tane dahi çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler hiçtir. (Einstein)
Çocukların karınlarını ve zihinlerini doyurduğumuz kadar ruhlarını da beslemeliyiz. (Michael Marshall)
İnsan cenneti anlatabilir mi? Çok zor.
Yaşaması güzel de anlatması gerçekten zor.
Dün cennette bir gün geçirdik.
Güzelbahçe, Çamlı Köyü’nde Atatürk Çocukları Cafer Yarkent Kütüphanesi’nde köyün çocukları ile.
Öncelikle bu güzel günde bütün zamanını bizimle birlikte çocuklarla geçiren Bahar Elsa, Neslihan Konacaklı, Merve Özer, Damla Turan, Makbule Durmuş ve arkadaşı Gönül Öztürk, Serpil Selen Kurt (Kütüphane için 2 torba da kitap getirdiler) – kardeşi Sevilay ve eşi Adil bey ve kızları Eda-‘ya ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bizim için yapacaklarımızın bir başlangıcı olan dün bazı insanlarımız için hayal bile edemeyecekleri güzelliklerle dolu idi.
Sözlere fazla yer vermek istemiyorum…
İnanın anlatacak o kadar çok şey var.
Sanırım bunları paylaşımın altında yorumlarda daha iyi anlayacağız.
Sırasıyla küçük küçük notlarla anlatmaya başlayayım…
Öncelikle Bahar Elsa.
Hepimizden önce gelip çocuklarla minik bir köy gezisi yapmış ve onlarla sohbetler etmiş.
Ben de gelince kütüphane içinde toplandık yaklaşık 15 çocukla.
Bahar Elsa, onlarla önce toplu olarak sohbet etti ve sonra çılgın bir şeye girişti.
Çocukların hepsine birkaç A4 kağıt ve kalemler verdi ve “Çocuklar aklınıza ne geliyorsa, neyi hayal ediyorsanız bu kağıtlara çizin” dedi…
Çocuklar başladılar hayallerini çizmeye.
Çizimlerini bitiren çocuklar teker teker Bahar öğretmenlerine yaptıklarını gösterdiler, anlattılar.
Harika ve çılgın fikirler…
Çocukları özgür bırakınca neler düşünüyorlar, neler yapıyorlar? İnanılmaz.
Ve birazdan keman sanatçımız Damla Turan da aramıza katılıyor.
Önce küçük bir tanışma faslı…
Ve ardından keman dinletisi…
Keman dinletisinin ardından çocuklarda keman çalma isteği…
Damla ablaları bu isteklerini geri çevirmiyor ve onlara tarif ederek teker teker keman çalmalarını sağlıyor.
İçlerinde çok yetenekli olanlar bile var. Onlar da ileriki zamanlarda özel olarak çalışmalar yapacak Damla.
Ve Makbule Durmuş arkadaşı Gönül hanımla birlikte geliyorlar.
Onlarla sohbet ediyoruz. Burada neler yaptığımızdan, neler yapacağımızdan.
Dün için belki bir şey yapmadılar lakin orada olmaları, bize güç vermeleri güzeldi.
İleri ki haftalar da onlar da çalışmalara aktif olarak katılacaklar.
Çünkü çocuklardaki enerji insanı ister istemez onlara çekiyor.
Ve bu çalışmaların oluşmasına sebep olan 2 kişi de geliyor.
Neslihan Konacaklı ve Merve Özer.
Merve Özer ve arkadaşı Sezen Çokaçıkgöz ile Cuma günü akıl ve zeka oyunları takımları almıştık Kemeraltı’ndan.
Merve, onları da getirmiş.
Sıra Merve’ye gelmişti.
Masalara oyunlar serildi sırayla.
Merve ablaları ile saatlerce oyunlar oynadılar. Çığlıklar, kahkahalar atıldı.
Bu arada Neslihan Konacaklı da hiç boş durmuyordu.
Kah dışarda Üretici Kadınlar Pazarı’nın tezgahlarında kah elinde cep telefonu kimsenin haberi olmaksızın fotoğraf çekmeye devam ediyordu.
Yakaladığı kareler de birbirinden güzel…
Oyunlara biraz ara verdik.
Kütüphanenin içindeyiz dedik, biraz da kitaplarla buluşalım.
Yunus Bekir Yurdakul’un toparladığı çocuk şiirlerinin yer aldığı kitabı önceden ayırmıştık.
Bu kitaptan rasgele sayfalar açıp şiirler okuyacaktır.
Çocuklar önce çekindiler…
Lakin birer şiir okuduktan sonra neredeyse çocukların hepsi ikinci, üçüncü şiirlerini okumak için adeta sıra kavgası yaptı.
Daha sonra çocukların herbirine defterler armağan ettik.
Bu defterlere ogün neler yaşadıklarını, neler hissettiklerini yazacaklar ve önümüzdeki hafta hepsi sırayla bunları okuyacak.
Kütüphane içinde çocuklarla olunca zaman su gibi akıp geçiyor.
Akşam da Sabancı Kültür Merkezi’nde piyano resitali var. Ayrıca dönüşte Naime Korkut Rawlin vasıtasıyla Takev’de bize verilecek kitapların alınması var.
Saat 17.00 gibi yola çıkalım dedik.
Nafile…
Üretici Kadınlar Pazarı’nda Fatma Ataay ablamız bizi bırakmaz.
Zaten çocuklarla birlikte iken insan yemek yemeyi bile düşünmüyor.
Keşkek, gözlemelerimizi yedik, ayran – çaylarımızı içtik.
Günün kısa bir değerlendirmesini yaptık ağaçların altında, serinlikte.
Çocuklar… Çocuklar…
Hala bizi bırakmıyorlar.
Damla, Merve ablalarına sarılıp duruyorlar, onlarla fotoğraflar çekiliyorlar.
Ayrılık zor…
Önümüzdeki hafta cumartesi günü geleceğimizi söyledik…
Evet 7 Temmuz Cumartesi günü Güzelbahçe Çamlı Köyü, 8 Temmuz Pazar günü de Güzelbahçe Yelki Köyü’nde çocuklarla birlikte olacağız tekrar…
İnsan hayatının her anı değerlidir.
Ama çocuklar, çocuklarımız her şeyden daha değerli.
Onları geleceğe hazırlamak, bu ülkeyi geleceğe hazırlamaktır.
Bu dünyayı geleceğe hazırlamaktır.
Bir kızılderili atasözü vardır bilirsiniz…
UNUTMAYIN! ÇOCUKLAR SİZİN DEĞİLDİR. ONLARI YARATICIDAN ÖDÜNÇ ALDINIZ…
Bizlerin toplum olarak görevi, çocuklara daha güzel bir yarınlar bırakmak ve onları en iyi şekilde yetiştirmek.
Bizimle sürekli birlikte olan çocuklarımızı yetiştirmek için gayret sarfediyoruz…
Lakin pek çok olanaktan yoksun köylerde yaşayan çocuklarımız, bizim çocuklarımız.
Onlar da bizlerden sevgi, ilgi bekliyor, şehirlerde yaşayan çocuklara sağlanan olanaklardan yararlanmak istiyor.
Devletin gücü yetmiyor onlara ulaşmak için diyelim kısaca…
Lakin bizlerin gücü onlarla olmaya, onlarla pek çok şeyi paylaşmaya yeter…
ŞİMDİ SİZLERİ 30 HAZİRAN 2018 CUMARTESİ GÜNÜ YAŞADIĞIMIZ ANLARIN FOTOĞRAF KARELERİYLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM…
LÜTFEN OKUMAYI BİTİRDİKTEN SONRA YORUMUNUZU DA YAZAR MISINIZ?
Paylaşacak SEVGİNİZ, BİLGİNİZ, çokça da KİTABINIZ olsun…
NOT: Fotoğraflar Neslihan Konacaklı, Bahar Elsa… Teşekkürler…