UYUMA

SELDAGÜL ÖZTEPE

Bir çiçeğin aklına düşmek,
Ak pak bir gecedir avlunda.
Bu gece,
Şehrin bütün ışıklarının saklandığı gözlerine,
İşgaller kuşandım.
Uyuma…

Denizsiz kentlerin,
Göğüne uçmuş martı gibi,
Soyka düşlerine, diz kırmış duvar dibi yalnızı,
Sen, elleri ceviz kınalı Ay’ın gelini,
Kapama gözlerini
Uyuma …

Senli dünlerimde
Güneşin rehin tutulduğu günlerden birisiydi,
Kapkara bulutlara asılmış
Çocukluğumuzdan kalma marşları söylüyorduk,
Yağmurdan ıslanmış sokaklara.
Yasaklanmamıştım daha sana
Mutluluğa…

Gazete serilmiş bir masada yedik ilk akşam yemeğimizi.
Aşk,
Ekmek gibi pay edilmişti soframızda.
Çuldan, çaputtan
Çerden, çöpten döşemiştik evimizi.
Perdesiz… penceresizdi
Gök dolardı odamıza.
Sen,
Gideceği yeri bilip de ineceği istasyonu unutturan
Nar saçılmış dudaklarına.
Tam da şimdi,
Yoksuluğum başlar da susar söz…

Benim aklım,
Siyah beyaz
Hala nabzı atan eski bir fotoğrafta.
Adresini bulamayan mektuplar,
Hangi iklimde ağlar da,
Kalp duyar?
İçimden bir sen geçer de
Nehrinde ölür balıklarım.
Gideceği yeri bilip de ineceği istasyonu unutturan sen
Nar saçılmış dudaklarına
Tam da şimdim
Yoksulluğum başlar da susar söz…
Susma… susturma…

Bu gece,
Şehrin bütün ışıklarının saklandığı gözlerine
İşgaller kuşandım…
Uyuma…
Uyutma beni… / SELDAGÜL ÖZTEPE

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.