Breaking News

NEDİR BU KÜRESEL ISINMA?

BURAK YILDIZ

Yaklaşık son on yıldır her yerde duyar olduk küresel ısınmayı, buzulların erimesini, su savaşlarının kapıda olduğunu. Hep Greenpeace veya WWF gibi küresel çaptaki toplulukların eylemlerini izledik haberlerde, el altından bu gibi grupların “aykırılığı” verildi bilinçaltımıza. Hele ki son birkaç yıl, büyük üreticilerin, hükümetlerin ve üniversitelerin yeşil temalı çalışmalarına şahit oluyoruz. Fakat yine de kafamız karışık, “Nedir, nasıl bu hale geldi, ne yapmalıyız” gibi sorularımız var ve kimse bize bunu gerçekleriyle anlatmıyor. Size şu kısa yazı içerisinde tabiat dengesinin nasıl bozulduğunu ve basitçe neler yapabileceğimizi konsantre bir biçimde anlatacağım.

Nasıl bu hale geldi?

Küresel ısınma ve kaynakların bu denli tükenmesinin tek bir nedeni yok. Olamaz da, çevre gibi mucizevi bir güzellik, denge ve uyumu tek bir yolla tüketemez, dengesini bozamazsınız. Her ne kadar acı verici olsa da küresel ısınmanın temel nedeni organize bir insanlık katliamı. Bu katliam, 20. Yüzyıldan itibaren insan nüfusunda yaşanan büyük artış, sanayi devrimi, fosil yakıtın yaygınlaşması ve şehirleşme ile başladı.

Küresel ısınmanın asıl nedeni, doğada bazı yerlerde yoğun olarak bulunan karbondioksit ve metan gazının bu yerlerden çıkarılıp, havaya salınmasıdır. Karbon, canlı ve cansızların yapı taşıdır. Katı halde bulunan karbon buzullarda, kireçtaşlarında, bazı topraklarda ve fosil yakıtlarda yoğun olarak depolanır. Hatta dünyadaki karbonun yaklaşık %70’i buralardadır.

Metan gazı, büyük patlama sonrası yaşanamayacak kadar soğuyan dünyamızı yaşanabilecek sıcaklık ortalamalarına getiren gazdır. Dünya soğukken metan gazı yayan mikroorganizmalar sayesinde dünyanın etrafında güneş ışınlarının içeride kalmasını sağlayan bir katman oluştu. Bu katman da bizim yaşamamıza olanak sağlayan gökyüzünü meydana getirdi. Bu nedenle metan, karbondioksitten 20 kat daha etkili ve temel yapıtaşlarından biri olan bir gazdır.

Biz insan evladı, HAVAYI kirlettik: Evlerimizi ısıtmak, ulaşım ihtiyacımızı gidermek ve üretim yapabilmek için yeraltınaki fosil yakıtı, yerüstüne çıkardık. Azla yetinmedik, fosil yakıtla çalışan binlerce büyük fabrika kurduk, milyonlarca taşıt ürettik. Büyük çöp yığınları oluşturarak, bu yığınların mayalanması ile havaya metan gazı yaydık. Danalar, midelerinde metan gazı üretir ve bu gazı havaya salarlar. İnanılmaz boyutlara gelen et tüketimimiz sayesinde 20 milyar dana ürettik ve her yıl bu danaların havaya 112 milyon ton metan gazı yaymasına, genel hava kirliliğinden de her yıl 9 milyon insanın ölmesine neden olduk.

Biz insan evladı, TOPRAĞI kirlettik: Havayı kirleterek asit yağmurlarına neden olduk, tarımda doğal yöntemler yerine ilaç kullandık, bilinçsiz tarım yaptık ve erozyona neden olduk, çarpık kentleştik, sonuçta toprağımızı katlettik.

Biz insan evladı, SUYU kirlettik: Bilinçsiz tarım yaptık, sanayileştik, fazla elektrik tükettik, tarımda ilaç kullandık, radyoaktivite ürettik, fazla yağ ve petrol kullanarak suyu kirlettik. Suyumuzu bilinçsiz kullandık, sonuç olarak günümüzde 7 milyar insan nüfusunun 1.3 milyarını temiz suya ulaşamaz hale getirdik.

 NELER YAPABİLİRİZ?

Aslında hiçbir kişi, doğayı kirletmeden yaşayamaz. Temel gereksinimlerimiz için birtakım kaynaklara ve üretime ihtiyaç duyarız. Fakat burada anahtar kelime “israf”tır. Mevcut küresel ısınmanın nedeni temel ihtiyaçlarımızı karşılamamız değil, aşırıya kaçmamızdır. Zira tabiat bonkördür, yeryüzündeki her insan için yeterli kaynağa sahiptir ve eğer kirliliği optimal  seviyelere getirebilirsek, doğa kendini yenileyebilir ve kirlilik ortadan kalkabilir.

Fakat ne yazık ki şu an kirlilik, doğanın kendini yenileyebilme hızının %50 üzerinde ilerliyor. Evet, tabiat çok kötü durumda ancak hiçbir şey için geç değil. Üstelik onu kurtarmamız için sanayilerden, motorlu taşıtlardan veya yaşam tarzımızdan tamamen vazgeçmemize gerek yok. Hatta illaki koyu bir çevreci olmanıza, çevre gruplarına katılıp protestolar yapmanıza da gerek yok. Yapmamız gereken akılcı çözüm önerileri ve uygulamalarıyla gereken teknolojiyi üretip, hayatımıza bazı temel ve basit çözümleri sokmak.

Temiz hava için: Sürdürülebilir enerji kaynakları(Rüzgar, güneş, dalga vb.) çoğaltılmalı ve etkin bir biçimde kullanılması sağlanmalı. Fosil yakıt kullanımı yerine elektrik enerjisi desteklenmeli. Sanayi kuruluşlarında filtre kullanımı ve denetimi yaygınlaştırılmalı. Ormanlık alanları korumalı korunmalı ve yaygınlaştırılmalı. Kentlerde otomobil egzozlarından kaynaklı kirliğe karşı önlem alınmalı.

Bireysel olarak da fosil yakıtla çalışan ulaşım araçları yerine toplu taşımayı, bisikleti veya elektrikli araçları tercih edebiliriz. Evlerimizi izole edebilir, zararlı gazlardan oluşan kozmetik ürünlerini kullanmaktan vazgeçebiliriz. Elimizden geldiğince yaşam alanımızdaki yeşili çoğaltabilir, fidan dikebiliriz.

Temiz su için: Sanayi atıkları denetlenmeli, bu atıkların deniz sularıyla karıştırılmaması gerekli. Arıtma tesisleri yaygınlaştırılmalı. Nüfus artışının kontrolü sağlanmalı. Tarım ilaçlarının kullanımı engellenmeli veya bilinçli olarak kullanılmalı.

Bireysel olarak da su kullanımımıza dikkat edip israftan kaçınabilir, dere, akarsu ve benzer suların bulunduğu yerleri temiz tutabiliriz.

Temiz toprak için: Tarım ilaçlarının kullanımı engellenmeli veya bilinçli olarak kullanılmalı. Verimli tarım topraklarında yerleşim ve sanayi alanları kurulmamalı, yeşil alanlar artırılmalıdır. Ev ve sanayi atıkları, toprağa zarar vermeyecek şekilde toplanıp depolanmalı ve toplanmalıdır. Nükleer enerji kullanımı bilinçli şekilde yapılmalıdır.

Karbon Ayak İzi

Karbon ayak izi, atmosfere yayılan karbondioksit salınımınızı, bireysel veya şirket kapsamında ölçebileceğiniz bir uygulamadır. İnternette çeşitli siteler ile karbon ayak izinizi ölçebilir, çevresel uygulamaları hayatınıza dahil ederek karbon ayak izinizi minimuma indirebilirsiniz.

 

Şu anda dünyanın telafi edebileceğinin çok üzerinde bir tüketim çağında bulunuyoruz. Böyle giderse doğal kaynakların son bulması ve temiz tatlı su kaynaklarının hızlı bir şekilde yok olacağından bahsediliyor. Bunun olmaması için de hem hükümetlere hem de bireylere oldukça fazla sorumluluk düşüyor.

Bol çevreci günler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.